El Sanatı İZ Porselen Kupa

Toprağı hisset!

Toprağın ritminde sabırla yetişen, usta ellerde özenle kavrulan lezzet taneleri damağınızda keyif oldu.

Kahvenin izinde giden yeni bir yol arkadaşımız var : 'İZ'

'İZ'i tuttuğunuzda, yaşanmış her ana dokunmuş olacaksınız. Hayatımızda yaşadığımız ve yaşayacağımız her şey izlerden ibaret değil midir?

*

İZ Kupanın hikayesini Armağan Portakal anlatıyor: "13 Kasım 2020 tarihinde Sevgili Pınar Baklan'ın instagram mesajıyla tanıştık ve birbirimizi takibe başladık. İnceledikçe değerli bir usta, akademisyen ve sanatçı olduğunu idrak ettim. Marmaris Hisarönü'ne taşınmış ve atölyesini burada kurmuştu. Aradan zaman geçti. Bizim de yolumuz Marmaris Hisarönü'ne düştü. Ve yine bir mesajla atölyesinde buluştuk. Aklımda bir proje yoktu. Fakat nezaket , ustalık ve el emeği bir araya gelince fikir kendiliğinden oluşuyor. Yol arkadaşlığı yapmaya karar verdik. Porseleni elde işlemedeki tecrübesiyle porselen İZ Kupa fikrimiz doğdu. Hayatın, yaşanmışlıkların izi bu kupada olsun diye kurduğumuz hayaller, unutulmayacak bir yaşanmışlık izine götürdü hepimizi. Projeye start verdiğimiz günün ertesinde Marmaris orman yangınları başladı. Sevgili Pınar'ın evi, atölyesi defalarca tehlike atlattı. Büyük imece ile evler, canlar kurtuldu. O yüzden İZ Kupa çok hikaye, anı, yaşanmışlık, umut, dostluk barındırıyor. Ben de gururla paylaşıyorum. İyi günlerde kullanılsın."

*

İZ, Ulusal ve uluslararası ödüllere sahip seramik ve porselen sanatçısı Dr. Pınar Baklan’ın ellerinde hayat buldu. Bu zarif kupayı sanatçı bakın nasıl anlatıyor:

“Toprağın, suyun, ateşin izini sürdük yüzyıllardır. Şekil verirken şekil aldık toprakla.

İç boşluğunda evreni taşıyan, dışında yaşamın izlerini…"

*

Pınar Baklan kimdir?

Hacettepe Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Seramik Bölümü’nden mezun oldu. 2011 yılında Hacettepe Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Seramik Anasanat Dalı’nda Yüksek Lisans eğitimini ve 2018’de aynı üniversitenin Güzel Sanatlar Enstitüsü Seramik Anasanat Dalı’nda Sanatta Yeterlik eğitimini tamamladı. Şubat 2013’te ilk kişisel seramik sergisini Kayseri’de Orta Anadolu Demir Karamancı Kültür Merkezi’nde açtı.  İkinci kişisel sergisini 2015 yılı Ocak ayında Ankara Nurol Sanat Galerisi’nde gerçekleştiren sanatçının son seramik sergisi 26 Ocak-26 Şubat 2016 tarihleri arasında İzmir İşsanat Galerisi’nde yer almıştır. Uluslararası ve ulusal birçok karma sergiye ve sempozyuma katıldı. Misafir sanatçı programlarına ve uluslararası sempozyumlara davet edilerek bazıları Japonya, Tayvan, Tayland, Almanya, Hindistan,  Polonya, Letonya, Tunus, Romanya olan pek çok ülkede eserler üretti ve sergiler açtı. 2013 yılı Nisan ayında Milli Eğitim Bakanlığı yabancı hükümet burslarından üç aylık Polonya Hükümeti araştırma bursu ve çeşitli yıllarda dokuz adet ödül kazandı. 2009 yılında Erciyes Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Seramik ve Cam Tasarımı Bölümü’nde araştırma görevlisi olarak başladığı akademik kariyerini 2012’den beri öğretim görevlisi, 2018 itibariyle de Öğretim Görevlisi Dr. olarak sürdürmekte ve Marmaris’teki kendi atölyesinde seramik malzemeyi aktif bir tavırla deneyimlemeye devam etmektedir.

Sanatsal yaklaşımı

Güncel eserlerinde diyalog, monolog gibi temalar ile iletişimin önemi üzerine odaklanarak soyut organik tarzda eserler üreten Pınar Baklan, Erciyes Üniversitesi’nde eğitimci olarak çalıştığı 12 senelik akademik kariyeri süresince edindiği deneyim ardından Marmaris’te açtığı atölyesinde seramik malzemeyi aktif bir tavırla deneyimlemeyi sürdürmektedir.

Hacettepe Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi’nde aldığı lisans, yüksek lisans ve doktora(sanatta yeterlik) eğitimleri süresince pek çok akademik ve sanatsal faaliyette bulunan Baklan’ın sanatsal ifade alanı seramik ve malzemesi seramik çamuru olmuştur.

2007-2012 yılları arasında Op-Art sanat akımının görsel yanılsama amacı güden felsefesini seramik form ve yüzeylerde deneyimlemiş ve optik illüzyonu ön planda tutan eserler üretmiştir.

2012 sonrası eserlerinde doktora eğitiminin de etkisiyle, malzemenin özünü anlama isteği ve biçim-içerik-öz kavramlarına verdiği önemle her zaman eğiliminde olduğu soyut organik biçimleri, dekoratif yaklaşımdan eleyerek deneyimlemiş, biomorfik heykeller oluşturmuştur. Eserlerinin altına yatan temalar bazen doğa ve çevresel aktivizm, bazen dişil-eril olgular oluşmuştur. Sıklıkla bir ve bütün olma, birbirini tamamlama, söyleme, dinleme ve duyma gibi iletişim kavramları üzerine düşünmüş, çizmiş ve üretmiştir.